• Turkish English German Russian
Steroid Satın Al Ve Anabolik Orjinal Steroid Sipariş Fiyatları

Sporda Su Tüketiminin Önemi ve Faydaları

Sporda Su Tüketiminin Önemi ve Faydaları

Hidrasyon, organizmanın performansı sürekli olarak desteklemek için ihtiyaç duyduğu su ve elektrolit seviyesini belirli bir seviyede tutmaktır.


Yoğun egzersiz sırasında terleyerek su ve elektrolitler kaybolur.


Su, oksijenden sonra insan yaşamı için en önemli unsurdur. Bir insan haftalarca yemek yemeden yaşayabilir, ancak susuz ancak birkaç gün yaşayabilir.


Sporcular ve sporcular için hidrasyonu sürdürmek çok önemlidir. Terle kaybedilen su yerine konulmadığında kişinin hayatı tehlikeye girer.


Hidrasyonu sürdürmenin en temel prensibi vücuda giren ve çıkan eşit miktarda sudur.



 

Dehidrasyon (sıvı kaybı - vücuttaki su miktarında azalma); Spor müsabakalarında ve antrenmanlarda sıklıkla görülen aşırı dehidrasyona bağlı dehidratasyon en önemli sağlık sorunudur. Dehidrasyonla kaybedilen sıvı ve elektrolitler, iyileşme süresi boyunca yiyecek ve içecek alımı ile karşılanmaya çalışılır. Vücuttaki sıvı kaybının yeterli düzeyde yerine konulmaması sadece performansı düşürmekle kalmaz, aynı zamanda sporcularda ciddi sağlık sorunlarına ve hatta ölümlere neden olur.


Su dengesini koruyan, yani antrenman ve yarışlar sırasında hidrasyonu koruyan sporcular, optimum egzersiz performansı elde ederler. Öte yandan dehidrasyon yani aşırı sıvı kaybının performansı önemli ölçüde düşürdüğü unutulmamalıdır. Ayrıca sporcular için dehidrasyon, hayatı tehdit eden ısı yorgunluğu ve sıcak çarpması riskini artırır.


Zor antrenmanlarda sıvı kaybı oldukça yüksektir. Her 1 saatte bir yüksek yoğunluklu antrenmanda yaklaşık 500 ml sıvı kaybedilir. Egzersiz sırasında kaybedilen su derhal değiştirilmelidir.


Pek çok spor branşının günde en az 2 saat antrenman yapıldığı düşünülürse, bir antrenmanda 1000 ml yani 1 litre kayıp oluyor ve bu kaybın yerini içme suyu ve spor içeceği alması gerekiyor. Özetle kaybedilen sıvının zaman kaybetmeden yenilenmesi gerekir.



 


Özellikle sporcularda sıcak ve nemli hava koşullarında egzersizin neden olduğu dehidrasyon performans kaybına neden olmakla birlikte sağlık risklerini daha da artırmaktadır. Bu nedenle antrenman öncesinde, sırasında ve sonrasında uygun hidrasyon seviyesini korumak için düzenli olarak su içilmelidir.


Egzersiz öncesi ve sonrasında istediğiniz sıcaklıkta su içebilirsiniz. Egzersiz sırasında soğuk su içmek emilim için önemlidir. Soğuk su, artan vücut ısısını düzenleme ve mideyi bir an önce terk edip bağırsaklara gelerek suyu emmesi açısından daha avantajlıdır.




Egzersiz sırasında harcanan her 1 kalori için 1.5 ml su içilmelidir.


1-40 yaş arası, 170 cm boyunda ve 70 kg ağırlığında bir erkek orta derecede yorucu bir seviyede 1 saat yürürse enerjisi 350 kcal'dir. Günlük 3 litre su içmesi gereken bu kişinin yürüdüğü gün 525 ml daha fazla yani toplamda 3525 ml olması gerekir.


2- İnsan vücudundaki su oranı cinsiyete, yaşa, fiziksel özelliklere ve günlük fiziksel aktivitelere göre değişir. Çocukların vücudundaki su oranı% 70 civarında iken bu oran yetişkin bireylerde% 50 -% 60 arasında değişmektedir. Yeni doğan bebeklerde bu oran% 90 civarındadır. Büyüdükçe yağların yerini alıyor, bu yüzden daha fazla su tüketimine, hücre yenilenmesine ihtiyacımız var ve vücudumuzdaki birçok organ su kullanıyor.

3- Su, oksijenden sonra insan yaşamı için en önemli ikinci ihtiyaçtır. Kanın% 83'ü, kemiklerin% 22'si, beyin ve kasların% 75'i sudur. Bu oranlardan da anlayabileceğimiz gibi, susuz hiçbir şey yaşayamaz; Su, ana enerji kaynağıdır ve vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üreterek bize yaşam gücü sağlar.


4- Günlük aktiviteler sonucunda vücudumuzda biriken toksinleri atmak için günde yaklaşık 2,5 litre ila 3 litre su kaybediyoruz. İdrarla 1,5 lt, deriden 0,5 lt, dışkı ve solunumla 0,3 litre. Kaybedilen suyun vücuda geri kazanılması, su ihtiyacımızın ortadan kaldırılması yani hidrasyon; Yaşamsal işlevlerimizin düzgün çalışması çok önemlidir.



 


5- Sporcuların hidrasyon seviyesinin izlenmesi ve uygun hidrasyon seviyesinin sağlanması, özellikle uzun süreli dayanıklılık gerektiren müsabaka ve antrenman ortamlarında performansın en üst düzeye çıkarılmasında önemlidir.